Hersey Forum



Join the forum, it's quick and easy

Hersey Forum

Hersey Forum

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    EDATLAR (İLGEÇLER)

    By Sid (Admin)
    By Sid (Admin)


    <b>Cinsiyet</b> Cinsiyet : Erkek
    Rep Gücü Rep Gücü : 6735
    Doğum tarihi Doğum tarihi : 16/02/95
    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 12/12/09
    Yaş Yaş : 29
    Nerden Nerden : Ankara

    EDATLAR  (İLGEÇLER) Empty EDATLAR (İLGEÇLER)

    Mesaj tarafından By Sid (Admin) Perş. Şub. 11, 2010 5:58 pm

    EDATLAR (İLGEÇLER)

    Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar şunlardır:

    Gibi:

    Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

    * Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat)
    * Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat)
    * Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf)
    * Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında.(zarf)
    * Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma)
    * Annem gibi dolma yapan dünyada bulamazsın (k.)
    * Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı.(hemen,o anda)
    * Haberi aldığı gibi yola çıktı.(hemen,o anda)
    * Ben ona insan gibi davrandım.( yakışır biçimde)
    * Birbirinizle adam gibi konuşun.( yakışır biçimde)
    * Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında)
    * Final maçı akşam sekiz gibi başlar ( dolayında)
    * Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin)
    * Galatasaray bu maçı alacak gibi (tahmin)
    * Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma)
    * O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma)

    İçin:

    �-dik için� şeklinde neden- sonuç �-mek için� şeklinde amaç � sonuç ilişkisi kurar.

    * Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s)
    * Hasta olduğum için dersi dinleyemedim. (n.s)
    * Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s)
    * İşe girmek için ehliyet almış (a.s)



    Görelik anlamında görüş bildirir:



    * Sen benim için dünyanın en güzel kızısın.
    * Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı.

    Karşılığında, karşılık olarak:



    *Bu elbise için çok para harcadım.

    *Ev için size yüz bin lira veririm



    Uğruna, yoluna:



    * Vatan için nice şehitler verdik.

    * Bu eylemi tüm insanlık için yapıyoruz.



    Hakkında:

    * Veliler bizim okul için ne söylüyorlar?

    * Eleştirmenler, filminiz için olumlu konuşuyor.

    Aitlik, özgülük:

    * Bu pastayı sizin için ayırdım.
    * Bahçeye oğlum için salıncak kurdum.

    Oranla:

    * O şapka senin için çok büyük.

    Süre bildirir:

    * Kitabı bir hafta için aldım.
    * Birkaç gün için İstanbul�a gideceğim.

    İle (-la, -le ):

    Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar.

    * Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç)
    * Uçakla İzmir�e gitmişti (araç)
    * Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik)
    * Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu. (birliktelik)
    * Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum )
    * Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı. (durum)
    * Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum. (sebep)
    * Kaza korkusuyla araba kullanamıyor ( sebep)

    Kadar:

    Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar.

    * Adana, cennet kadar güzel bir yerdir. (benzerlik)
    * Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı. (benzerlik)
    * Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik)
    * Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı kazanırdın.(karşılaştırma)
    * Babası kadar iyi şarkı söylüyor. (karşılaştırma)

    Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe:

    * Bin kadar asker cepheye gidiyordu. (yaklaşık)
    * Pazardan iki kilo kadar pirinç almış. (yaklaşık)
    * Bu ev akşama kadar temizlenecek. (zamanda sınırlama)
    * Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim. (zamanda sınırlama)
    * Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (zamanda sınırlama)
    * Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe sınırı)

    Mesafe sınırı:

    * Yapılacak dünya kadar işim var.
    * Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar.

    Gibi anlamında kullanılabilir:

    * Bu kitabı okuyunca Muğla�yı görmüş kadar oldum.

    Karşı:

    Yön ve zaman ilgisi kurar. �e karşı biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.

    * Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön)
    * Duvara karşı on adım yürü. (yön)
    * Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı. (zaman)

    Karşılık olarak , yönelik anlamı katar:

    * Bu sözüne karşı ben ne diyebilirim ki şimdi. (karşılık olarak)
    * Resme karşı ilgin ne zaman başladı?( -e yönelik)

    UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.İsmi belirtirse sıfat olur.

    * Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat)
    * Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat)
    * Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna bak.(isim)

    Göre:

    Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar:

    * Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor. (görüş)
    * Anneme göre bu yıl sınavı kesin kazanırmışım. (görüş)
    * Bulunduğun ortama konuşacaksın. ( uygun)
    * Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun)

    Karşılaştırma ilgisi kurar:

    * Burası eski evimize göre daha büyük.
    * Yaşıtlarına göre çok hızlı koşuyorsun.

    Üzere:

    Koşul ve amaç ilgisi kurar.

    * Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin. (koşul)
    * Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç)

    Yaklaşık olma, gibi şekilde� anlamları katar:

    * Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere.

    ( yaklaşık)

    * Zil çalmak üzere. ( yaklaşık)
    * Her şey planlandığı üzere yapılacak. (şeklinde)

    Doğru:

    Yön ve zaman ilgisi kurar.

    * Eve doğru yürüyorum. (yön)
    * Akşama doğru misafir gelecek. (zaman)

    İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf öbeği oluşturur:

    * Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf)
    * Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur. (sıfat)
    * Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)

    Sanki:

    Benzetme, sitem ilgisi kurar.

    * Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk. (benzetme)
    * Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem)
    * Sanki selam verdin de almadık. (sitem)

    Diğer edatlar:

    * İşten sonra bize uğrayacak.
    * Bu işi ancak sen yaparsın.
    * Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek.
    * Sabahtan beri dışarıyı izliyor.
    * Bu mutlu olaya sadece yıldızlar şahittir.

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 5:58 am